Anadolu’nun kalbinde, Erciyes Dağı’nın gölgesinde yer alan Kültepe Antik Kenti, yalnızca arkeolojik bir kazı alanı değil; aynı zamanda Anadolu’nun yazılı tarih sahnesine çıktığı yer olarak kabul ediliyor. “Anadolu’da tarih Kültepe’de başlar” sözü, bu yönüyle bir klişeden öte, bilimsel bir gerçeğe işaret ediyor.
Kültepe’de yürütülen kazıların başkanlığını sürdüren Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, hem bölgenin tarihsel önemini hem de Kayseri’nin kültürel ve turistik potansiyelini aydınlatan çok değerli bilgiler sunuyor. Bu yazıda, Kültepe’nin neden eşsiz olduğunu, hangi tarihî hazineleri barındırdığını ve Kayseri’nin kültür turizminde nasıl bir yer edinebileceğini detaylı biçimde keşfe çıkıyoruz.

Kültepe’nin Tarih Sahnesindeki Yeri
Kültepe, günümüzden yaklaşık 4 bin yıl önce, Mezopotamya’nın kuzeyinden gelen Asurlu tüccarların kurduğu ticaret kolonileri sayesinde Anadolu’nun uluslararası ekonomi sistemine entegre olduğu yerdir. Bu sistem, yazılı belgelerle kayıt altına alınan, organize bir ticaret ağına dayanıyordu. Kültepe’de bugüne dek çıkarılan yaklaşık 23.500 çivi yazılı tablet, Anadolu’da yazının kullanıldığı en eski belgeler olarak kabul ediliyor. Bu belgeler sadece ticari faaliyetleri değil, dönemin sosyal, hukuki ve diplomatik ilişkilerini de kayıt altına alıyor.

Bu nedenle “Tarih yazıyla başlar” önermesinden yola çıkarak, Anadolu’da tarihin başlangıç noktasının Kültepe olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tabletlerde, borç-alacak ilişkileri, evlilik sözleşmeleri, evlat edinme belgeleri, köle satışları ve krallıklar arası anlaşmalar gibi çok çeşitli bilgiler yer almakta. Bu yönüyle Kültepe, yalnızca ticaretin değil, aynı zamanda yazının, hukukun ve diplomasi tarihinin de Anadolu’daki en eski tanığıdır.
Kayseri’nin Kültür Turizmindeki Saklı Hazinesi
Kültepe, Kapadokya bölgesine komşu olmasına rağmen, bugüne dek bu büyük turizm potansiyelinden yeterince yararlanamamıştır. Her yıl 2 milyona yakın turistin ziyaret ettiği Kapadokya’ya havayolu ile ulaşım sağlayanlar, çoğu zaman Kayseri’yi sadece bir geçiş noktası olarak kullanmakta. Kayseri’ye inen yaklaşık 1 milyon yolcudan yalnızca küçük bir bölümü şehir merkezini gezmekte ve resmi verilere göre, Kültepe’yi ziyaret edenlerin sayısı yılda sadece 6 bin civarında görünmektedir.
Ancak bu sayılar yanıltıcı olabilir. Kültepe Örenyeri ücretsiz olarak gezilebildiği için bilet kesimi yapılmamakta, dolayısıyla sağlıklı bir ziyaretçi istatistiği tutulamamaktadır. Diğer yandan, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı müzelerin yılda yüz binin üzerinde ziyaretçi ağırladığı göz önünde bulundurulursa, potansiyelin çok daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır.

Kültepe’nin UNESCO Dünya Belleği Listesi’nde yer alan tablet arşivleri ve örenyerinin Geçici Liste’de bulunması, bölgenin uluslararası düzeyde tanınan çok önemli bir kültürel miras olduğunu göstermektedir. Bu mirasın tanıtımı için planlanan “Tablet ve Anadolu Yazı Müzesi” projesi, hem Kültepe’nin hem de Kayseri’nin kültürel kimliğini öne çıkaracak vizyoner bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kazı Alanında Bir Arkeoloğun Heyecanı
Kültepe kazılarında sadece büyük eserler değil, kimi zaman küçük bir yüzük ya da bir mühür bile heyecan yaratabiliyor. Prof. Dr. Kulakoğlu, özellikle 2010 yılında çıkarılan küçük heykeller koleksiyonunun ve 2006’da bulunan altın bir plaka üzerindeki tanrı tasvirinin bilim dünyası için son derece değerli olduğunu belirtiyor.

Kazılarda çıkan tabletler arasında sadece ekonomik değil, sosyal ve kültürel yaşamın da izleri bulunuyor. Evlenme sözleşmeleri, nişan kayıtları, aile içi anlaşmalar ya da krallıklar arası elçilik belgeleri; Kültepe’de günlük yaşamın da yazıya dökülmüş örnekleri olarak karşımıza çıkıyor.
Kültepe’nin Geleceği: Kültürle Kalkınan Bir Kent Hayali
Kayseri’nin kültürel kimliğini turizmle daha görünür kılmak adına yapılması gerekenler arasında, Erciyes’e gelen turistlerin şehir merkezine yönlendirilmesi, kültür turlarının teşvik edilmesi ve örenyerlerinin erişilebilirliğinin artırılması yer alıyor. Bu doğrultuda, yerel yönetimlerin çabalarıyla Kültepe Örenyeri’nde son yıllarda önemli iyileştirmeler yapılmış durumda.
Bugün, Kültepe sadece bir arkeolojik kazı alanı değil, geçmişle gelecek arasında köprü kuran bir bilgi merkezi olarak yeniden konumlanma yolunda ilerliyor. Anadolu’nun tarih sahnesine yazı yoluyla adım attığı bu eşsiz topraklar, hem bilimsel hem de turistik açıdan keşfedilmeyi fazlasıyla hak ediyor.
